
Aynadaki görüntünüzde bir yansıma,
Sokaktaki köşe başında bir kucaklaşmadır "o".
Yağan yağmurdur, denizdeki yakamozdur "o",
Gecelerin ayı, gündüzlerin güneşidir "o"...
Kaç asır geçti, kaç yaz, kaç kış, kaç gün, kaç ay..?
Saymadım..
Sen giderken ardında bir dağbaşı yalnızlığı bıraktın bana.
Bir çöl ıssızlıgı, yokluğun kimsesizliğim oldu,
Yokluğun kederim, söyle şimdi ben nereye giderim...
Hani hayallerimiz vardı geleceğe dair, mutluluk dolu.
Sen gideli yüregim yangın, gözlerim buğuludur benim...
Giderken ardından son bir cığlığımı ekleyebilmiştim sadece...
Giderken "beni de al" diye bağırabilmiştim sadece...
Ama nafile duymamıştın...
Yıllarca hayalinle yaşadım.
Hayalinle avundum senden uzaklarda,
Bir tatlı sözüne, bir tebessümüne hasret kaldım...
Bitecek sanırsınız acınızı bitmez., sadece bir yerlere saklanır yüreğinizde.
Bir şarkıda, bir şiirin içli mısralarında
Ve belki de bir sözde kanamaya hazır bir yaradır o artık.
"Sessizliğin içinde Bir cığlık, Karanlığın içinde Bir Işık,
Yürekte Kapanmaz Bir Yaradır Artık O..."
Gel ey sevgi melegim, cangülüm,
Bir bahar sabahı toprağıma can olmak için gel!..
Damarlarıma kan olmak için gel!..
Gel tut ellerimi, beni sensiz bırakma.
Gel, adını "Can Gülüm"koyduğum can'ımın gülü...
Gel, zamansız da olsa, kimseciklere görünmeden,
Bir gölge gibi, sir gibi, ruya gibi, ruzgar gibi, meltem gibi...
Gel...
Gitme bir daha!
Can Gülüm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder