
Yanlış zamanların boynuna asıldı ilk gençliğinde. Yanlış bir kentin yanlış adresinin, Başından sonuna yanlışlarla kurulmuş konağında.
Asaletinin ibaresinde ,..yüzünün hüznünde yazılı tek şiiri olan yalnızlığı. Kimsenin okuyamadığı, kimseye okutmadığı hayat bir çift tırnak işareti verdi ona. Giydirdi yüreğinin ayaklarına yürüyemedi yüreği doymadı hazza zevki ...
Susarak ödedi çiğneyip yutamadığı yanlışların bedelini yanlışlarla örülü duvarların üç noktalı yerleşkelerle kaplı kapılarını açtı kül rengi anılar yürüdü kadın yürüdü istikametse serzeniş ünlemleri yürüdü ilk gençlik ateşiyle ahşap döşemelerde her adımı lav oldu yaktı..
Her adımı kor oldu yaktı..Oturdu en sonunda yer yer isli tozlu bir pencerenin önüne yüzü hala ilk aşkını bekler havasında ilk gençliği, ilk serçeliği, ilk sırçalığıyla oturdu.
Alev içi konağının penceresine bir an saçlarının kuzguni siyahından kanatları yanık kelebekler havalandı ve pencereden izlemeye başladı ..
Avuç avuç kurşuni anılarını. Sakıncasız zor zamanların dertlerini. Suçsuz telli turnaların intiharlarını. Savunmasız ayrılıkların iftiharlarını.
Gözleri parladı bir an Kulak verdi uzaklara gidiyordu birileri bir tren çığlığıyla. Bu acı acı bağıran, kaçırdığı kaçıncı son seferiydi acaba. Hiç binemediği trenin..
Efsane Kadın kimdir Aşkın?
Sordular suskuları taktın gerdanına..Hiç anlatmadın? Kalktı tüm ihtişamıyla. Yere göğe yedi cihana nam salan güzelliğinin kusursuz haşmetiyle Dilinde kimsenin dilini bilmediği bir şarkı
Öyle yürekten konuşuyor. Öyle süzülüyor harf harf tümcelerden hücrelere. Dipsiz derin hatıralara basarcasınaTökezleten cümle türevleri türetmekte Kekeme gözleri. Oturdu tahtına salına salına"Kadın" dediler adına; savurduğu saçlarıyla Ahlaka mugayir endamıyla Her yiğidin namusuna zararlıydı.
Tanrının verdiği Hikmeti neydi ki..Ham acı has ipekti sözleri. Şimdi dünya onun bir bakışında mı saklıydı? Marşandiz deliliğinde yürüdükçe aryaları. Sabahın arefesini hatırlatırcasına saklı kuytuları..
Ayı ve geceyi bitirenşaha kalkan solukları, Aşkın suyu, Aşkın depremi. Uzuvlarında yanmakta kadının soyu cehennemin dibi gibi yandıkça yandıran..
Yaktıkça yıkan.. Ama hep susandı kadın sustukça kadın susuz yazlara gebe kaldı suskuların felaketini bekler gibi kaldı..
Sevdaları kapkara vuslatları yastayürek yordamıyla bir yatsa Sahra kumlarına çırılçıplak. Sarsıntısız dokunuşlarla mı kalacak "Gel" demeye hiç anı olmayacak Ve Ağustos böcekleri artık konuşmayacak..
Efsane Kadın Kimdir Aşkın? Sordular sustun hiç anlatmadın. Aşkımsın dedi ona Aşk olduğunu anladı sesinin iklimsel yeşilliğinde Tuz yüklü tülünü sıyırdı kayıtsızlığında mahremine.
Dört nala koşan at sürülü avlusunda. Ezberlemeye koyuldu ıslak avuçlarıyla. Yıllanmış tozlarıyla tedirgin kılan enfiyesi.
Katar katar hicran eyliyordu meş'un gönüllerde. Dudaklarının en gül pembe kıyısında. Seher yeli el etti öz sulara yetti. Ve kadın tüllerini rızasızca giydi. Nedenli kalkışlarının limanında.
Arkasındaki yiğidin soluksuz ağzında kaldı. Şüpheli ebede yürüdüğünde şafaktalardı. Kadın kaldırdı başını saçlarının rayihasını savurdu Rüzgara, aşka ve ayrılığa Bir yanmış konakta..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder