17 Nisan 2009 Cuma

TÜRKİYE HALKINA NE DENİR?

- "TÜRK"; SOY, DİL, TARİH, DİN, GELENEK GİBİ BAĞLARLA BİRBİRİNE BAĞLI İNSANLARIN MEYDANA GETİRDİKLERİ BİR TOPLULUKTUR. (17.3.1937)

- TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ KURAN TÜRKİYE HALKINA "TÜRK" DENİR!.. Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir. (17.3.1937)

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
***************************

- TÜRKİYE'de ve TÜRK ELİ'nde TÜRK'ten başka milletten söz etmek mümkün değildir!..

Bu da ATATÜRK'ün sözlerinde ifadesini bulmaktadır...

TÜRK DEVLETİ'ni kuranlar Osmanlı, Çerkes, Kürt, Laz diye ayırmadan TÜRK'türler!..

Bu anlayış;

-TÜRKİYE ahalisine DİN ve IRK farkı olmaksızın VATANDAŞLIK itibariyle TÜRK itlak olunur."

Cümlesi ile 1924 Anayasası'na 88. madde olarak girmiştir.

Bu ifade ile başka hiç bir devletin tanımadığı bir hakkı, TÜRK DEVLETİ tanımıştır...

O hak da, aslen TÜRK olmasa da, vicdanen samimiyetle "TÜRK'ÜM" diyen herkesin başımızın üstünde yeri olmasıdır.

ATATÜRK'ÜN TÜRK'ÇÜLÜĞÜ kafatasçı değildir.

Yani tiple ilgili değildir.

TÜRKLÜK'ten en ufak bir özellik taşıyan, geçmişi beraber yaşamış, geleceğini TÜRKİYE'de görüp kaderini bizimle birleştirmiş herkesi kucaklar.

ATATÜRK'ün TÜRK'ÇÜLÜĞÜ, başka milletlerin düşmanı da değildir!..

Çünkü aslında yüzbinlerce yıldır göçler, istilâlar ve evlenmeler ile dünyanın bütün milletleri kardeş olmuşlardır.

Onun milliyetçiliği, insanların KÖKEN'ini inkâr etmez; ama ayırımcı değildir.

Aynı topraklar üzerinde yaşıyan sevinci bir, tasası bir, beklentisi bir, kaderi bir insanları birleştiricidir!..

Onun milliyetçiliği, TÜRK'LÜĞÜN ve İNSANLIĞIN DÜŞMANLARI'na karşı bir savunmadan ibarettir.

Yani ATATÜRK'ün TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ, hümanistlik taslayanlara da dersini verecek kadar insancıldır.
- TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ KURAN TÜRKİYE HALKINA "TÜRK" DENİR!.. (17.3.1937)


Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.

- GÖÇMENLER, kaybedilmiş topraklarımızın hatıralarıdır.

- Bugün MİLLETLER aşağı yukarı KARDEŞ olmuşlardır...(17.3.1937)

- Bugünkü TÜRK MİLLETİ SİYASÎ ve İÇTİMAÎ CAMİASI İÇİNDE kendilerine KÜRTLÜK fikri, ÇERKESLİK fikri ve hatta LAZLIK FİKRİ veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır...

Bu yanlış adlandırmalar, bir kaç DÜŞMAN ÂLETİ GERİCİ BEYİNSİZLER'den başka hiç bir millet ferdi üzerinde kederlendirmekten başka bir tesir doğurmamıştır!..

Çünkü bu millet fertleri de tüm TÜRK TOPLUMU gibi aynı ORTAK GEÇMİŞ'e, TARİH'e, AHLÂK'a, HUKUK'a sahip bulunuyorlar.

- Bugün içimizde bulunan HIRİSTİYAN, MUSEVÎ VATANDAŞLAR MUKADDERAT VE TALİHLERİNİ TÜRK MİLLİYETİ'NE VİCDANİ ARZULARİYLE BAĞLANDIKTAN SONRA, KENDİLERİNE yan gözle YABANCI NAZARIYLA BAKMAK, MEDENİ TÜRK MİLLETİ'NİN ASİL AHLÂKINDAN BEKLENEBİLİR Mİ?.. (1922)

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
*****************************

- Biz her şeyden önce İŞGÂL ve ZULÜM gördüğü için ülkemize göç eden değişik boylardan (Çerkes, Laz, Gürcü, Acar, Tatar, Boşnak, Afgan) kişileri bağrımıza basarız.

Onların varlığını inkâr etmeyiz!..

Bu kişiler kaybettiğimiz toprakların hatıralarıdır.

Onlara acılarını unutturmaya çalışırız.

Lokmamızı paylaşırız.

Hatta OSMANLI'dan hatıra HIRİSTİYAN ve YAHUDİLER'e bile ayırım yapmayız.

Ancak bu topluluk ve grupları ayrı bir MİLLET saymayız!..

Onların kendi aralarında gruplaşıp; bizim toprağımızda, bizim devletimizde yaşayıp; ve bizim ekmeğimizi yerken, bize EFENDİLİK taslamalarına, veya onlara EMANET ettiğimiz topraklara sahip çıkmalarına da izin vermeyiz!..

Misafirliği, göçmenliği kötüye kullanan, hâlâ TÜRK'TEN AYRI MİLLİYET sevdasında olan beyinsiz ve nankörlere cevabımız ağır olur!..

TÜRKİYE'de TÜRK'ten başka MİLLET yoktur!.

Ama onun himayesinde yaşayan TOPLULUK olabilir.

Tercih, kişiye aittir!..

DEVLET'i kuran TÜRK MİLLETİ'ne mi, yoksa himayesindeki topluluğa mı mensup olduğu hususu, işte kişinin kendi yapacağı bu tercihe bağlıdır.

Yani "ayırımcılığı" biz yapmayız.

Bu ülkede yaşamasına rağmen, kendini bizden saymayan yapar!..

Elbette ki kendini vicdanen TÜRK saymayanın, DEVLET'İ KURAN MİLLET ile aynı haklara sahip olması düşünülemez!..

Bu kişilerin DEVLET memuru olması, milletvekili seçilmesi, toplumda seçkin bir yer alması kabul edilemez!..

Böyle bir hak, dünyanın hiç bir devletinde, hiç bir kimseye tanınmamıştır!..

Milliyetsiz, şahsiyetsiz, daha dün göçmenlerden kurulmuş olan ABD'de bile, birisi çıkıp "Ben Amerikalı değilim," diyebilir mi?..

Dese; memur, senatör, hatta şarkıcı olabilir mi?..

Siz hiç Frank Snatra'nın ağzından "Ben Amerikalı değilim, İtalyan'ım" dediğini duydunuz mu?

Afgan mücahitlerin TÜRK bayrağı altında savaştıkları, Çeçen Bakan Şerafeddin Muradof'un göğsünde ATATÜRK rozeti taşıdığı günlerde; TÜRKİYE'de Çerkes, Laz, Acar, Kürt milliyetçiliği güden ve toprak koparma peşinde olana; ATATÜRK'ün tabiri ile DÜŞMAN ÂLETİ GERİCİ BEYİNSİZLER denir!

Bu kişilerin ETNİK GRUP MİLLİYETÇİLİĞİ güden tavırları KENDİ GRUPLARI'na DAİMA huzursuzluk, gözyaşı getirmiştir.

PKK terörü ile ölen 40.000 kişinin çoğu Kürt kökenlidir...

Ancak son zamanlarda milletimize verdikleri zarar çok daha büyüktür.

Adeta DEVLET'in VARLIĞI'nı tartışılır hale getirmişlerdir.

Buna artık izin verilemez.


Bu konuda ATATÜRK ile, 1600 yıl önce HUN TÜRKLERİ'nin hakanı ATTİLA'nın söyledikleri şaşırtıcı derece benzerlik gösterir:

- "Bir HUN her şeyden önce sadık olmalıdır. boy, soy, akrabalık, güderek AYIRIMCILIK YAPAN, boyların zararına olan faaliyetlere katılan, ve bu hareketleri teşvik eden Hun sadık değildir.

Böyle biri, komutan da olsa ORTADAN KALDIRILMALIDIR!.."

- "Bizim genç bir ULUS olmamıza, bir çok boydan meydana gelmemize karşılık, bizi birbirimize bağlayan bir çok GELENEK var.

Bu bağlılığı kalıcı kılmalıyız."

- "Bozkır hayatımızda ve geleneklerimizde ulusumuzun moral ve disiplini bugüne kadar gözardı edilmiştir.

Kavimlerimizin birleştiği dönemler olmuştur.

Ancak kavimlerin bağımsızlığının yabancı ülkeler tarafından satın alındığı dönemlerde, bu birlik bir kenara atılmıştır."

-"Obalarımızda HUN OLMA'nın ne anlama geldiğini pek bilen yoktur.

Fethedebileceğimiz uluslar ile müttefik olunca, kavimlerimiz HUNLUĞUN RUHU'unu unutmuşlardır!..

Karşımızdaki sınavlarda başarılı olmak istiyorsak, bir HUN disiplinini, ahlâk ve anlayışını benimsemek durumundayız."

- "HUN ULUSU sadece bizimle olan kişilerden oluşmuyor, HUNLAR dünyaya egemen olmak yolunda bize katılmak isteyenlerin de ulusudur!.."

- "HUN olmak isteyen herkesi kavimlerimize kabul etmeliyiz.

Güçlü olacak isek, eskiden benimsediğimiz bağımsız kavim uygulamalarında önemli değişiklikler yapmalıyız!.."

- "Ulusumun birleşmesini engelleyecek kavime, komutana, yahut HUN'a anlayış göstermeyeceğim!..

Kendisine en ağır ceza uygulanacaktır!..

Sinsi ve şeytan bir Hun'un bize getireceği kötülükler saymakla bitmez!.."

- "Bunun için herkes içinde bağlılık yemini edip, sonradan şikâyet eden Hun'a dikkat edin!..

Komutan dahi olsa, bu soysuz haini ortadan kaldırmak için her çabayı gösterin!..

Kendi kavminizdeki Brütüs'ü tanıyın!.."

- "Ulusunuzun, kavminizin, ve komutanınızın ilkeleriyle uyumlu olun!..

Tüm HUNLAR'ın davranış ve uygulamalarında BİRLİK RUHU en önemli ilkedir.

Bir kez bölünürsek, yabancı ülkelere tutsak oluruz!.."

- "Bütün HUNLAR ve bize katılanlar geleneklerimizi öğrenmeli!..

Eğer HUN değillerse, onların casus olabileceğini düşünerek onlara karşı dikkatli olmalıyız!.."

- "Tek ataya ve ırka dayanan ulus zayıftır.

Amacımıza katılmak isteyen tüm yabancılara kucak açmak, dilimizi örf ve âdetlerimizi öğretmek görevimizdir!..

Kabul edilebilir farklılıklarımız, ortak bir çaba ve hedefe yöneltilmelidir!.."

- "Asya ve Avrupa'daki atalarımızdan bize geçen kültürel, ahlâki, ve toplumsal değerler, herkes tarafından tanınmalı, kabul edilmeli ve saygı görmelidir!.."

- "Çeşitli kavimlerden oluşan güçlü halkımızı bir HUN ULUSU olarak bir arada tutan geleneklerimizi, onlara öğretmek ve uygulamak siz komutanlarımın sorumluluğudur!..

Yoksa halkımız kimliğini yitirir!.."

Ne demişler?..

Aklın yolu BİR!..

1600 yıllık fark bile bunu değiştiremez.

Burada bir hususu hatırlatalım...

Evet, biz yüzlerce yıldır aramızda yaşayan Rum, Ermeni, Yahudi, Dönme (Sabetayist), Levanten (İtalyan) azınlıkları bağrımıza basarız, ama daha önce kendilerinden TÜRK vatandaşlığı ile uyum içinde olmalarını bekleriz.

Yani, DEVLET'e, MİLLET'e, VATAN'a ihanet etmeyeceklerini bize davranış ve tutumlarıyla ispat etmeleri gerekir!..

Çünkü geçmişleri sabıkalıdır!..

Geçmişte ihanet etmişlerdir!..

Hâlâ da etmekte olanlar vardır.

Bir misal vermek gerekirse, geçenlerde (Haziran 2007) Gökçeada'yı ziyaret etmiş olan bir yazar televizyonda unları anlatıyordu:

Orada 90 yaşlarında bir Rum ile karşılaşmış...

Adada hiç genç Rum kalmamış, hepsi Yunanistan'a, Amerika'ya göç etmişler...

İhtiyara, "Peki, siz niye buradasınız?" Sormaz olaydı da, bizler bunu duymasaydık!..

İhtiyar diyor ki: "Buralar bir gün gelecek, bizim olacak.

Yunanistan'a katılacak!

Onun için burayı bekliyoruz."

Şimdi bu kişiyi "TÜRK" vatandaşı sayabilir misiniz?..

Böylelerini, elinden TÜRKİYE CUMHURİYETİ nüfus kâğıdını alıp, bizim sayemizde kazandığı malına mülküne el koyup, sınır dışı etmek gerek!

Dahası, elimizden çıkalı 100 yıl bile olmamış TÜRK topraklarında yaşayan TÜRKLER'e bu duyguyu aşılamak gerek!..

ASIL ORALAR BİZİM TOPRAĞIMIZ!
(Netten Alıntı)

Hiç yorum yok: