4 Mart 2010 Perşembe

Sen mi çok güzelsin, Hayat mı çok çirkin?


Sen mi çok güzelsin,
Hayat mı çok çirkin?
Ben mi çok yalnızım,
Sen misin benim diğer yarım.
“Başını omzuma koyduğunda tek düşmanım olan”
Zaman mı bizi yok ediyor,
Yoksa her şeyi yeniden başlatan zaman mı?
Ne kadar çok soru var aklımda ve ne kadar az cevabım.
“Bıçak saplasan bir damla kanımın akmayacağı”
Kalbimle ve
“o kadar dolaştırıp da kimselere layık göremediğin”
Kalbinle yine yan yanayız.
“İmla kurallarına uymayan bir cümle gibi olsun”
Aşkımız dedik,
İmla kurallarına uymadık ama bir cümle de olamadık.
Ayrı ayrı kelimelerle,
Nereye koyacağını bilemediğimiz noktalama işaretleriyle,
Aynı paragrafın hem başı hem sonu olduk.
Kuramadığımız cümlelerle,
Bilip de söylemediğimiz sırlarla,
Utanarak bozduğumuz yeminlerle yine yan yanayız.
Yazlarımız sıcak kurak ve yalnız,
Kışlarımız ılık yağışlı ve yalnız.
Bitmemiş bir inşaat gibi hayatımızda,
İçimizde dolaşan ertelenmiş,
Devredilmiş, vazgeçilmiş, saklanmış cinayetlerle yaşıyoruz.
Silahsız katillerle,
Habersiz kurbanlarla,
Kapanmayan hesaplarla yine yan yanayız.
Ne çok kızdık birbirimize,
Alındık,
Kırıldık,
Darıldık,
Sustuk.
Ne çok sevdik birbirimizi,
Dinledik,
Anladık,
Sarıldık,
Öpüştük.
Hayatta iki insana dair ne kadar çok duygu varsa hepsini yaşadık.
Aşkı da öfkeyi de hissettik.
Her şey aşktandır deyip yine yan yananayız.

Hiç yorum yok: